Bilişim Zirvesi Sektör Temsilcilerini Buluşturdu

BT Haber Şirketler Grubu ev sahipliğinde Bilişim Zirvesi 2018 düzenlendi.

Bu yıl “Akıllı Şeyler - Bilen Teknolojiler” temasıyla ve Türkiye İş Bankası ana sponsorluğunda düzenlenen etkinliğe Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan konuşmacı olarak katıldı.

Teknoloji denildiğinde insanın aklına ilk gelen şeyin “kolaylık” kelimesi olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, “Kolaylık; yani daha az yorulmak, daha mutlu olmak, daha çok boş vakit. Ve insanlık, bilinen tarihi boyunca teknoloji ile hayatı kolaylaştırma yollarını aramıştır. Önemli ve mecburi işlerini en az çaba ile gerçekleştirebilmeyi ve böylece kendilerini gerçekten mutlu edecek şeylerin peşinden koşmayı amaçlamışlardır. Ancak bugün bu salonda yer alan değerli katılımcılar dâhil bizim neslimiz için durum tamamen farklı. Bizim neslimiz muhtemelen tarihteki en muazzam olaylardan bir kaçına, üstelik aynı anda şahit oluyor. Bunların biri gerçek bir makine zekâsının oluşturulması, diğeri ise gezegenimizin ekonomik paradigmalarını değiştirecek şekilde tüm insanlığın ortak bir sayısal şebeke ile birbirine bağlanması. Büyük heyecana sebep olan bu olağanüstü gelişmelerle birlikte, insanlığın bu ölçekte sayısal teknolojilerin kontrolüne girmesinin tehlikeleri de çokça dile getiriliyor. Kimileri teknolojik ilerlemeyi insanlığın kurtuluşuna yol açacak bir gelişme olarak görürken, bazı tanınmış bilim adamları da daha negatif senaryolar, teknolojilerin hesaba katılmayan yan etkileri üzerinde yoğunlaşıyor” şeklinde konuştu.

Bakan Yardımcısı Sayan: İkinci Makine Çağının Eşiğindeyiz

Dünyada yapay zekânın insanların icat edeceği son şey olduğuna dair söylentilerin var olduğunu belirten Sayan, “Teknoloji ile ilgili gelişmeler gelecek 20-25 yılda hayatımızın hemen tüm boyutlarının geçmiş 20-25 yıldan çok daha büyük bir dönüşüm geçireceğini gösteriyor. Dünya nesnelerin interneti ile adeta bir sinir sistemi ile birebirine bağlanmış durumda ve bu yeni dünyanın sadece küçük bir parçası. Gelecekte şimdi tahayyül edemeyeceğimiz pek çok alanda ve şekilde makinalarla birlikte çalışmaya başlayacağız. Kelimenin tam anlamıyla makinalarla bağlanacağımız yeni bir dönemin eşiğindeyiz. Bu dönemin adı hiç şüphesiz ikinci makine çağı olacak. Bu çağın getirdiği teknolojilerin hayatımıza katkıları son derece yoğun hissediliyor. Tüketimin çeşidi ve miktarı da son derece hızlı bir şekilde artmakta. İktisat bilimi ve terimlerine göre gelişmeyi bu şekilde ortaya koyduğumuzda; gelişim çok da çekici bir şeymiş gibi gözükmeyebilir. Her zaman daha fazla tüketme arzusunun çok da insani olmadığının farkındayız. Çok kalori ya da akaryakıt tüketmenin obezite, çevre kirliliği ve trafik gibi istenmeyen sonuçları hepimizin malumu. Ancak bizler sadece kalori ve benzin tüketmiyoruz” ifadelerini kullandı.

Akıllı şeyler, bilen teknolojiler denilince “Büyük Veri” kavramının konu dışında bırakılamayacağını vurgulayan Sayan, “Pek çok şeyi geleneksel metotlardan çok daha iyi bilen “Büyük Veri” kavramından bahsetmeden olmaz. İnsanların her şeyi arama motorlarına sorduğu günümüzde inanılmaz büyüklüklerde verilere ulaşıldığını müşahede ediyoruz. Verilerin toplanma, depolanma ve işlenme hızlarındaki gelişmeler artık bu verilerden sonuçlar çıkarabileceğimiz bir döneme girdiğimizi gösteriyor” dedi ve ekledi: “Akıllı şeyler ve bilen teknolojiler mevzu bahis olduğunda özellikle biz kamu idarecilerinin aklına gelen önemli bir konu da istihdam. Yeni teknolojilerin insanları işinden edeceği çokça duyduğumuz serzenişlerden. Ancak sayısal teknolojilerde yaşanan çok hızlı değişimlere rağmen sayısal işgücü diyeceğimiz unsurun hala insan işgücünün yerini almaktan hala uzak olduğunu düşünüyorum. Robotlar ve bilgisayarlar her geçen gün güçlerini ve yeteneklerini arttırsalar da tüm meslekleri tamamıyla ele geçiremeyecekler. Günümüzde otonom arabalar tüm yollarda ve her koşulda yola revan olamıyor ve bir caddenin ortasındaki kaza ya da çalışma nedeniyle trafiği yöneten bir trafik polisi ya da bayrak sallayan bir yol bakım görevlisiyle karşılaştığında ne yapacağını bilemiyor. Kısa vadede şirketler karlılıklarını sürdürmek ve müşterilerini memnun edebilmek için hala insan çalışanlara ihtiyaç duyuyor.”

Bakan Yardımcısı Sayan: Türkiye Her Alanda Yöneten Ülke Olma Konumunda

Teknolojinin çok kullanılmasının bağımlılık durumunu ortaya çıkarabileceğini belirten Bakan Yardımcısı Sayan konuşmasında, “Bu noktada, gerek Bakanlığımız gerekse düzenleyici kurumumuz olan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) aracılığıyla bu teknolojilerin bize dokunan taraflarını inceliyor ve hem kullanıcılar hem de bu teknolojileri geliştirilenler için her açıdan destekleyici bir yaklaşım sergilemeye gayret ediyoruz. Her türlü akıllı teknolojinin internet aracılığıyla birbirine bağlanacağını ve bu internetin de kablolu internetten ziyade mobil internet olacağının bilinciyle 5G ve ötesi teknolojilerin akıllı teknolojiler için ne kadar önemli olduğunun farkında olarak çabalarımızı ve kaynaklarımızı bu yöne kanalize etmeye çalışıyoruz. Hepimizin bildiği gibi 5G, hem iletişimin hem de diğer sektörlerin paradigmalarını değiştirecek özelliklere sahip. 5G ile sadece insanlar değil, aynı zamanda en büyüğünden en küçüğüne her şey birbiriyle iletişim kuracak. Bu noktada Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın 5G seviyelerine uygun çalışmalar yapılmasıyla ilgili teşvik edici ve yönlendirici tavrı bizim için büyük bir şans. Türkiye, her alanda sadece rol alan değil, oyun kuran, yöneten bir ülke olmak hedefinde. Edilgen bir tavırla, önemli bir yol almamız, karar verici olmamız mümkün değil” sözlerine yer verdi.

Yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi yeni teknolojilerin giderek yaygın bir şekilde kullanılmasıyla birlikte siber güvenlik alanındaki farkındalık ve uygulamalarının geliştirilmesi gerektiğini de değinen Sayan, “ Pek çok ülke millî bir siber güvenlik stratejisi hazırlarken kişisel verilerin mahremiyetine yönelik ulusal stratejilerden de bahsetmemiz gerekiyor. Kişisel verilerin gizliliği yapay zekâ, nesnelerin interneti gibi hususlarda tüm ekosistemin güvenini doğrudan etkileyen bir husus olarak karşımıza çıkıyor. Güvenli bir siber ortamı oluşturamayan ülkelerde dijital dönüşümün istenilen seviyelerde gerçekleşmesi pek mümkün değildir.  Bakanlığımız ve BTK olarak, paydaşlarımızla birlikte; akıllı şeyler ve bilen teknolojilerin etkin ve verimli bir şekilde kullanılabilmesi ve yaygınlaştırılması için gerekli altyapının oluşturulması, bu alt yapı üzerinde çalışan ekipmanların yerli ve milli olanaklarla üretilmesi ve tüm eko sistemin güvenliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı hızlı bir şekilde sürdürüyoruz” şeklinde bilgi vererek konuşmasını noktaladı.