Akıllı Şehirler Hayatımızı Değiştirecek
Dijital
Şehircilik Zirvesi İstanbul’da konuşuldu.
Akıllı
şehirlerin hayatımızda değiştireceği konular İstanbul’da A Para tarafından
düzenlenen “Dijital Şehircilik Zirvesi”nde masaya yatırıldı. Programa Ulaştırma
ve Altyapı Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Fatih Sayan, İstanbul,
Balıkesir, Kayseri, Konya gibi büyük şehirlerin belediye başkanları ve sektör
temsilcileri katıldı.
Dijital
Şehirlerle ilgili soruları yanıtlayan Bakan Yardımcısı Sayan, “Son dönemlerde
sizin de söylediğiniz gibi birçok tanımın başına “akıllı” kelimesi eklenmeye
başlandı. Bu konuya akıllı nesneler, akıllı arabalar, akıllı evler, akıllı
şehirler, akıllı binalar ve akıllı fabrikalar gibi birçok örnek vermek mümkün. Peki,
bir ev veya bir kahve makinesi ne zaman akıllı oluyor ? Burada kastedilenin
nesnenin kendi görevlerini yaparken gösterdiği maharet değil. Yani kahve
makinesinin kendi içinde birçok özelliğe sahip olması, farklı kahveleri
başarıyla yapması onu günümüzdeki anlamda “akıllı” yapmıyor. Bir cihazı, binayı
akıllı yapan, sensörler vasıtası ile bilgi toplayabilmesi, görevlerini yerine
getirirken farklı cihazlardan veri alabilmesi, bu cihazlara veri gönderebilmesi
yani çevresiyle iletişim kurabilmesi ve bu verileri yorumlayarak yaptığı işi
farklılaştırabilmesidir. Akıllı Nesnelerin bir araya gelmesi de akıllı binalar
ve şehirler gibi daha büyük yapıları oluşturuyor. Bir binadaki ısıtma-soğutma,
güvenlik, temizlik, aydınlatma gibi birçok alt birim kendi içlerinde belki
yüzlerce nesneden oluşurken bu verinin yorumlanmasıyla bu sistemler birlikte
çalışıyorlar. Akıllı şehir uygulamaları kapsamında pek çok örnek vermek mümkün.
Belediye hizmetleri bakımından ele aldığımızda, internete bağlı cihazlar ile,
vatandaşlarla yeni iletişim imkanları doğmakta, veri toplama ve analiz
imkanları artmakta. Bu sayede belediye hizmetleri vatandaş ihtiyaçlarına odaklı
olarak şekillendirilebilmekte” dedi.
Bakan Yardımcısı
Sayan: Vatandaşlar Kişisel Verilerinin Güvenliği Açısından Tedbirli Olmalıdır
Özellikle
bilgi teknolojileri alanında yaşanan gelişmeler ve teknolojik hizmetlerin hızla
yaygınlaşması ve ülkeler arasında artan veri trafiğinin kişisel verilerin
korunması konusunu beraberinde getirdiğini vurgulayan Sayan, “Günümüzde çok yaygın olarak kullanılan
sosyal ağlar, bulut bilişim hizmetleri, büyük veri analizi (Big Data), lokasyon
bazlı hizmetler ve akıllı kart gibi teknolojik gelişmeler ve küreselleşmenin
getirdiği zorunluluklar olmak üzere pek çok etken kişisel verilere erişim, verilerin
toplanması ve kullanımı yöntemlerini derinden etkiliyor ve değiştiriyor. Bu
nedenle, son yıllarda başta ülkemiz olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri veri
koruma hukuki altyapılarını güncel teknolojik gelişmelerle uyumlaştırma
yönündeki çabalarını arttırmaya gayret ediyorlar. Ülkemizde kişisel verilerin
korunması hakkı, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Anayasa değişikliği ile
anayasal bir hak olarak yer aldı. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin
düzenlenen normlar ile amaçlanan; teknolojik ve sektörel gelişmelere engel
olmadan hakkaniyet çerçevesinde bireylerin en temel haklarından olan kişisel
verilerinin açık rızalarına aykırı şekilde işlenmesinin önüne geçilmesidir. Dolayısıyla
evet, her şey akıllanmaktadır ve vatandaşlar bunun bilincinde olup, yaptıkları
her işlemde kişisel verilerinin güvenliği açısından tedbirli olmalıdır. Şeffaflık
noktasında ise vatandaşların en azından açık rızası olmaksızın kişisel
verilerinin işlenmemesi ve aktarılmaması hususunda çalışmalar devam etmektedir”
şeklinde konuştu.
Bakan Yardımcısı
Sayan: AUS Dünyada Yeni Bir Dalga
Bakan
Yardımcısı Sayan’ın gündeminde akıllı ulaşım sistemleri de vardı. Bu konunun
şehirlerdeki trafiği yönetmek ve yollardaki trafik sıkışıklığını azaltmak için önemli
olduğunu belirten Sayan, “Önemli trafik yönetimi çözümleri arasında akıllı
sinyal sistemleri, geleneksel sinyalizasyon ve video gözetim sistemleri, rota
rehberlik sistemleri ve akıllı video yönetim sistemleri yer almaktadır. Uygun
park alanı eksikliği, artan araç sayısı, kötü trafik yönetimi ve verimsiz
altyapı ve sistemlerin eksikliği nedeniyle dünya genelinde büyük şehirlerde
artan trafik tıkanıklığının bu çözüme olan talebi artıracağını söylemek yanlış
olmaz. AUS dünyada henüz yeni bir dalga olup, bu dalgayı yakalayabilenler hiç
şüphesiz sürdürülebilir gelişimi de sağlayabilecekler. Bugün AUS’ı uygulama
hususunda Japonya, Güney Kore, Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda, Singapur
ve Birleşik Krallık başı çekiyor. Japonya’nın bu alandaki ana hedefi trafik
sıkışıklığının, trafik kazalarının ve çevresel etkilerin azaltılması gibi
trafik sorunlarını çözmek için insanları, yolları ve araçları bilgi ve iletişim
teknolojileri yardımıyla entegre etmek üzerine kurulmuş. Akıllı Ulaşım
planlarında navigasyon sistemlerindeki gelişmeler, elektronik ücret toplama
sistemleri, güvenli sürüşe destek olunması, trafik yönetiminin optimizasyonu,
karayolu yönetiminde verimliliğin artırılması, toplu taşımaya destek
sağlanması, ticari araç operasyonlarında verimliliğin artırılması, yayalara ve
acil müdahale araç operasyonlarına yardımcı olunması gibi faaliyetler bulunmakta”
ifadelerini kullandı.
Sayan,
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı koordinasyonunda ilgili bütün kurum ve
kuruluşlarla sosyal tarafların görüşleri alınarak hazırlanan Ulusal AUS
Strateji Belgesi ile ilgili olarak da şu bilgileri verdi:
“• Bütün büyükşehirlerin merkez
ilçelerindeki toplu taşıma duraklarının akıllı hale getirilmesi,
• İdari ve teknik mevzuatın ulusal ve
uluslararası ihtiyaçlara göre geliştirilmesi ve bu kapsamda ulusal düzeyde bir
AUS mimarisi oluşturulması,
• AUS kapsamında kullanılan yazılım ve
donanımda yerli üretimin teşvik edilmesi,
• Uygulamaların ülke çapında
yaygınlaştırılarak trafik güvenliği ve mobilitenin artırılması, kent içi ve
kentler arası karayolu ağında trafik yönetiminin etkin ve verimli hale
getirilmesi,
• Ulaşımda e-ödeme sistemlerinin
yaygınlaştırılması, kaza ve acil durumda uygulamaların geliştirilmesi,
• Hareket kısıtlılığı olanların ulaşım
araçlarına ve hizmetlerine erişiminin AUS ile kolaylaştırılması,
• Enerji verimliliğini sağlayacak çevre
dostu uygulamaların geliştirilmesi, kent içi ulaşımda emisyonların azaltılmasına
yönelik çözümlerin üretilmesi.”